3 çocuklu bir ailenin en küçük çocuğu olarak dünyaya geldim. Çalışkan bir öğrenciydim ortaokul sonrasında sınavlara girip anadolu lisesini kazandım sonra da üniversitede hukuk fakültesini kazandım. üniversiteyi başarı ile bitirdikten sonra sınavı kazanarak devlete memur olarak atandım.
3 çocuklu bir ailenin en küçük çocuğu olarak dünyaya geldim. Çalışkan bir öğrenciydim ortaokul sonrasında sınavlara girip anadolu lisesini kazandım sonra da üniversitede hukuk fakültesini kazandım. üniversiteyi başarı ile bitirdikten sonra sınavı kazanarak devlete memur olarak atandım.
15 Temmuz'da adına darbe dedikleri olay sonrasında eşimle birlikte işten çıkarıldım ve daha ne olduğunu anlamadan önce gözaltına alındım, sonrasında da tutuklandım. Tutukluluğum 23 ay sürdü. Hapishanede hayat zordu hem de hiçbir suçun olmadan kalıyorsan iyice zordu. Ama kendimi hapishanenin çürütücülüğüne kaptırmamak için kitap okumaya başladım. 2 yıla yakın süre içerisinde 200'den fazla kitap okudum. Her hafta kütüphaneden isteyebileceğimiz kitap sayısı sınırlı olduğu için arkadaşlarıma da kendim için kitap aldırarak hepsini okudum. Kitap okumanın yanı sıra kısıtlı imkanlarla ingilizcemi de geliştirdim.
Nihayet hapisten çıktıktan sonra ikinci üniversitemi okumak için dil sınavına girdim, sınavda ülkedeki en başarılılardan biri oldum, dereceye girdim ve böylece 2. Üniversite hayatım başlamış oldu.
Tabi bu arada geçinmek için bir işe girmem gerekiyordu. KHK ile devletten ihraç edildiğimiz için kayıtlı bir işe girme ihtimalim yoktu. Halimizden anlayan az sayıda insandan birisine rastladım ve yanında şoför olarak çalışmaya başladım. Hem İngilizce Öğretmenliği bölümünü okuyor hem de çalışıyordum. Düzenimiz iyi kötü oturmaya başlamıştı. Ancak o sıralarda eşimin ve benim yargılandığımız davada karar verildi. Siyasilerden emir almış hakimler herkes gibi bize de ceza yağdırmışlardı.
O kadar çok sevdiğimiz ülkemiz bize yabancılaşmıştı, burada daha fazla kalamayacağımızı anladık. Eşim ile beraber yola çıkmaya karar verdik. Kış ayıydı hava soğuktu. Ancak hapishaneye girme düşüncesi bizi daha çok üşütüyordu. Bu nedenle tüm zorlukları belki ölümü de göze alarak kaçak yollarla ülkeyi terk ettik. Yolda bir takım sıkıntılar yaşadık. Bir gece sınır bölgesinde donma tehlikesi altında ısınmak için üstümüzdeki mont hariç gerekli hiçbir şey olmadan çadırda kalmak zorunda kaldık. Ama nihayetinde çok şükür ki Yunan tarafına geçebildik. Özgürlüğün kıymetini ancak özgürlüğünden mahrum edilenler anlayabilir.
Yunanistan'a geçtiğimizde pandemi dönemiydi. Bir yıla yakın orada kalmak zorunda kaldık. O sırada online olarak ingilizce dersleri vererek geçimimizi sağlamaya çalıştım.
1 yılın sonunda Hollanda'ya geldik. Geldiğimizden çok kısa bir süre sonra kendi çabalarımızla Hollandaca öğrenmeye başladık. Bu sırada bir çok gönüllü işte eşimle birlikte çalıştık. Birçok Hollandalı sevdiğimiz arkadaşlarımız oldu. Hollandaca seviyem iyi bir aşamaya gelince bilgisayarla ilgili kurs aldım. Kursu bitirince de işe girdim.
Eşim de ben de Hollandaya gelişimiz üzerinden 1,5-2 yıl geçtikten sonra işe girmeyi başardık. Kimseye yük olmadan kendi geçimimizi sağladığımız ve vergimizi verdiğimiz için mutluyuz. Hollandalılara sıcak ve samimi olduklarından, bizlere destek verdiklerinden dolayı teşekkür ediyorum.
Yazardan başka yazılar
Justice for Humanity'ın daha fazla makalesini keşfedin
2 dk
5
34
Na 15 juli begonnen onze buren over ons te zeggen: "Steek hun huis in brand!"
Justice for Humanity
2 dk
1
31
15 Temmuz’dan sonra komşularımız bizim için “Bunların evini yakın!” demeye başladılar.
Justice for Humanity