logo
Giriş yap
DuyurularHashtaglerNeden BuradayızDOZHakkındaİletişimVakıfBağış
Giriş yap
image

Zor Şartlar Altında Eğitim Hayatımı Tamamlayarak Polis Oldum

1 yıl cezaevinde kaldım. Cezaevinden çıktıktan 9 ay sonra başka bir bahane ile tekrar gözaltına alındım ve 7 günlük gözaltı süresi sonunda savcılık kararı ile serbest kaldım. Bu arada aile düzenimiz ve aile bireylerinin bütün psikolojisi bozuldu. Eşimle ayrıldık.

Justice for Humanity

2 dk

1

0

Öncelikle biraz ailemden bahsetmek istiyorum.

Kütahya ili Gediz ilçesine bağlı küçük bir köyde işçi bir baba ve ev hanımı bir annenin 5 çocuğundan ikincisi olarak dünyaya geldim.

Zor şartlar altında eğitim hayatımı tamamlayarak polislik sınavlarını kazanarak polis oldum.

Meslek hayatımın 14. yılında 15 temmuz 2016 yılında ülkemizde yaşanan başarısız darbe girişimi bahane edilerek 28 temmuz günü önce açığa alındım. 1 Eylül 2016 günü meslekten ihraç edildim. 3 tane çocuğum ve eşimle beraber bütün hayatımız alt üst oldu.

Ama hayat devam ediyor ve benim aileme bakmam gerekiyordu. Çeşitli yerlere iş başvurusu yaptım. Ama KHK ile işten aldığımı öğrendiklerinde bütün iş verenler beni işe alamayacaklarını aksi takdirde kendilerinin de soruşturma geçirebilecekleri ni söyleyerek iş başvurumu reddettiler. Ben de bir akrabanın teklifi ile taksicilik yapmaya başladım.

6 ay sonra göz altına alındım ve uyduruk gerekçelerle tutuklandım. 1 yıl cezaevinde kaldım. Bu süreçte ailem çok büyük mağduriyetler ve ekonomik sıkıntılar yaşadı. Mahkeme ilk duruşmada 6 yıl 10 ay ceza verdi ve beni tahliye etti. Tekrar taksicilik yapmaya devam ettim.

Aradan 9 ay sonra başka bir bahane ile tekrar gözaltına alındım ve 7 günlük gözaltı süresi sonunda savcılık kararı ile serbest kaldım. Bu arada aile düzenimiz ve aile bireylerinin bütün psikolojisi bozuldu. Eşimle ayrıldık. Artık 17 ve 14 yaşındaki iki kızım ile 12 yaşındaki bir oğluma hem annelik hem de babalık yapmaya çalışmaya başladım.

Çocuklarım hem okulda hem de yaşadığımız ortamda arkadaşları tarafından dışlandı. Biz zaten vebalı muamelesi görüyorduk.

Maddi imkansızlıklar nedeniyle avukat tutamadım. Gerekli bütün yasal yollardan gerekli itirazları kendim yaptım. Yargıtay, ilk derece mahkemesinin verdiği cezayı, tanıkların mahkemede dinlenilmemesi nedeniyle bozdu. Yeniden yargılandım ve mahkeme aynı kararı aldı, ben yine itiraz ettim. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı cezamın onanmasını istedi.

Tek çaremiz kalmıştı, o da yurtdışına çıkmak. Yurtdışı çıkış yasağım vardı. Bu nedenle normal yollarla ülkeyi terk etme ihtimalim yoktu. Kaçak yoldan yurtdışına çıkmak ise çok masraflıydı ve benim yeterli param yoktu; bu nedenle 20 yıllık birikimim ile almış olduğum evi satmak zorunda kaldım.

Bir gece Meriç nehrini plastik uyduruk bir botla geçtik, yaklaşık 30 kişi ile beraber 4 saatlik her anı tehlike dolu yolculuktan sonra üç çocuğumla beraber Yunanistana geçmeyi başardık. Artık özgürdük. Cezaevine girmeyecektim , beynimi kemiren, ya ben cezaevine girersem çocuklarımı kime emanet edeceğim, onlara kim bakar kaygısından kurtulmuştum.

İşte bu da benim hikayem…

Yazardan başka yazılar

Justice for Humanity'ın daha fazla makalesini keşfedin

Being the Child of a Family Victimized by Decree-Laws -2

2 dk

5

21

Being the Child of a Family Victimized by Decree-Laws -2

Na 15 juli begonnen onze buren over ons te zeggen: "Steek hun huis in brand!"

Justice for Humanity

KHK'lı Bir Ailenin Çocuğu Olmak-2

2 dk

1

21

KHK'lı Bir Ailenin Çocuğu Olmak-2

15 Temmuz’dan sonra komşularımız bizim için “Bunların evini yakın!” demeye başladılar.

Justice for Humanity

logo

Sessizlik, özgürlüğün en büyük düşmanıdır.

VakıfNeden BuradayızHakkındaİletişim

Copyright © 2025, Trend Rights. Tüm hakları saklıdır.